Term
İşçiler yumuşak minderler ile olan şu sandalyelerde dinlenebilirler. |
|
Definition
The workers can relax on those chairs with the soft cushions. |
|
|
Term
Sakalsız olan adam, bu sabah tıraş oldu. |
|
Definition
The man without the beard shaved this morning. |
|
|
Term
Kırmızı kravat ile olan garson size hizmet edecek. |
|
Definition
The waiter with the red tie is going to serve you. |
|
|
Term
Kirli önlüklü olan adam yağ pompasını tamir etti. |
|
Definition
The man with the dirty apron fixed the oil pump. |
|
|
Term
Konferans salonundaki lambalar enerji tasarruflu ampulleri gerekir. |
|
Definition
The lamps in the conference room need the energy efficient bulbs. |
|
|
Term
Sen birçok ateş ve ağrı ile olan bir yere gidiyorsun. |
|
Definition
You are going to a place with a lot of fire and pain. |
|
|
Term
Ben senin koruyucu kaskını (baret) kapının yanındaki kancaya koydum. |
|
Definition
I put your safety helmet on the hook near the door. |
|
|
Term
Kazan dairesindeki borular sızdırıyor. |
|
Definition
The pipes in the boiler room are leaking. |
|
|
Term
Karımın bir arkadaşı dün gece benim çocuğuma baktı (çocuk bakıcılığı yaptı). |
|
Definition
A friend of my wife looked after my child last night |
|
|
Term
Ben partiye çok parası olan herhangi birisini davet edeceğim. |
|
Definition
I am going to invite anybody with a lot of money to the party |
|
|
Term
Platform 12’de olan otobüs İstanbul’a gider. |
|
Definition
The bus at platform 12 goes to Istanbul. |
|
|
Term
O genellikle çok parası olan erkeklerle çıkar. |
|
Definition
She generally dates men with a lot of money. |
|
|
Term
Bodrumdaki jeneratör açtığımda bozuldu. |
|
Definition
The generator in the basement broke when I turned it on. |
|
|
Term
Arka kapının yanındaki genç adam ödevi (görevi) zamanında bitiremedi. |
|
Definition
The young man near the back door didn’t finish the assignment on time. |
|
|
Term
O sekreterini öğle yemeği için parktaki kefeye götürdü. |
|
Definition
He took his secretary for lunch to the café in the park. |
|
|
Term
Muhasebe bölümünden personeller (kadro) dün öğleden sonra toplantıya katıldı. |
|
Definition
The staff from the accounting department attended the meeting yesterday afternoon. |
|
|
Term
Ben yırtıkları olan üniformaları çöpe atıyorum. |
|
Definition
I am throwing the uniforms with the rips in the garbage. |
|
|
Term
Ben bir çok seks ve şiddet ile olan bir film arıyorum. |
|
Definition
I am looking for a movie with a lot of sex and violence. |
|
|
Term
Deponun karşısındaki bina dün gece yanıp kül oldu. |
|
Definition
The building across from warehouse burned down last night. |
|
|
Term
Yeterli zaman ve para ile olan birisi onu yapabilir. |
|
Definition
somebody with enough time and money can do it. |
|
|