Term
|
Definition
|
|
Term
She forgot her phone at home. |
|
Definition
|
|
Term
|
Definition
|
|
Term
He sat on his father’s shoulders. |
|
Definition
Babasının omuzlarına oturdu. |
|
|
Term
|
Definition
|
|
Term
The pirate drew a treasure map. |
|
Definition
Korsan bir hazine haritası çizdi. |
|
|
Term
She chose a dress from the closet. |
|
Definition
Dolaptan bir elbise seçti. |
|
|
Term
|
Definition
|
|
Term
The girl blew kisses to her friend. |
|
Definition
Kız arkadaşına öpücük yolladı üfledi. |
|
|
Term
The shoe fit the princess’s foot. |
|
Definition
Ayakkabı prensesin ayağına uyuyor. |
|
|
Term
He wrote graffiti on the wall. |
|
Definition
|
|
Term
He dug a deep hole in the ground. |
|
Definition
Toprağa derin bir delik açtı (kazdı). |
|
|
Term
She brought a marker to class. |
|
Definition
Sınıfa bir keçeli kalemi getirdi. |
|
|
Term
She froze the leftover food. |
|
Definition
|
|
Term
He found a wallet on the sidewalk. |
|
Definition
Kaldırımda bir cüzdan buldu. |
|
|
Term
|
Definition
|
|
Term
The tourist took a photo of the shepherd. |
|
Definition
Turist çobanın fotoğrafını çekti. |
|
|
Term
She bought groceries from the supermarket. |
|
Definition
|
|
Term
The shark bit the surf board. |
|
Definition
Köpekbalığı sörf tahtasını ısırdı. |
|
|
Term
The store sold school supplies at a discount. |
|
Definition
Mağaza indirimli satış okul malzemeleri sattı. |
|
|
Term
The bank sent a bill to her. |
|
Definition
Banka ona bir fatura gönderdi. |
|
|
Term
|
Definition
|
|
Term
She caught the butterfly with a net. |
|
Definition
Kelebeği bir ağ ile yakaladı. |
|
|
Term
She did her makeup in the mirror. |
|
Definition
|
|
Term
They fought over the teddy bear. |
|
Definition
Oyuncak ayı için savaştılar. |
|
|
Term
He grew peas for an experiment. |
|
Definition
Bir deney için bezelye yetiştirdi. |
|
|
Term
The boat sank to the bottom of the sea. |
|
Definition
Tekne denizin dibine battı. |
|
|
Term
The dog buried a bone in the garden. |
|
Definition
Köpek bahçede bir kemiği gömdü. |
|
|
Term
The man bet a lot of money on cards. |
|
Definition
Adam kartlara çok para yatırıyor. |
|
|
Term
The bank lent some money to the man. |
|
Definition
Banka adama biraz borç para verdi. |
|
|