Term
|
Definition
Why did she cry in class? |
|
|
Term
Televizyonu nerede izleyecek? |
|
Definition
Where is he going to watch television? |
|
|
Term
Kiz mavi düğmeye basmadı. Kiz hangi düğmeye basmış? |
|
Definition
She didn’t press the blue button. Which button did she press? |
|
|
Term
Neden toplantıda tartışıyorlar? |
|
Definition
Why do they argue in the meeting? |
|
|
Term
|
Definition
How many questions did he ask in class? |
|
|
Term
O güçlü değil. Kaç ağırlık kaldırabilir? |
|
Definition
He is not strong. How many weights can he lift? |
|
|
Term
Kendi topu zıplatmıyor. Kimin topu zıplatıyor? |
|
Definition
She isn’t bouncing her ball. Whose ball is she bouncing? |
|
|
Term
Erkek genelde bulaşıkları düşürmez ama dün erkek çok fazla bulaşık düşürdü |
|
Definition
He usually does not drop the dishes but yesterday he dropped a lot of dishes |
|
|
Term
Kız hangi toplara vurdu ve kız hangi toplara vuracak? |
|
Definition
Which balls did she hit and which ball is she going to hit? |
|
|
Term
|
Definition
She combed her long beautiful hair |
|
|
Term
Oğlan kız kardeşi saçını çekti ve şimdi ağlıyor |
|
Definition
The boy pulled his sisters hair and now she is crying |
|
|
Term
Sık sık gülümsemiyor ama bugün sınıfta gülümsedi |
|
Definition
He doesn’t often smile but he smiled in class today |
|
|
Term
Masasının altına emekledi çünkü oyuncağını istedi |
|
Definition
She crawled under the table because she wanted her toy |
|
|
Term
Neden arka kapıyı kapattı ve ön kapıyı açtı |
|
Definition
Why did she close the back door and open the front door |
|
|
Term
Yeni bir telefon alacağım çünkü eski telefonumu düşürdüm |
|
Definition
I am going to buy a new phone because I dropped my old phone |
|
|
Term
|
Definition
How many children crossed the street? |
|
|
Term
Taşıyıcı güçlüdür bu yüzden ağır valizleri taşıyabilir |
|
Definition
The porter is strong so he can carry the heavy luggage |
|
|
Term
|
Definition
The boy spilled the blue paint |
|
|
Term
Kahve genelde içmiyor. Kimin kahvesini şimdi karıştırıyor? |
|
Definition
She doesn’t usually drink coffee. Whose coffee is she mixing? |
|
|
Term
Eski arabasını benzin istasyonuna itecek |
|
Definition
She is going to push her old car to the gas station |
|
|